A
Admin
Yönetici
Yönetici
PKK'nin, Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine 5-7 Mayıs tarihleri arasında kongresini gerçekleştirdiğini duyurmasının ardından gelen Avrupa Sürgünler Meclisi(ASM) imzalı yazılı açıklamadaki "Kürt ulusal eşitlik ve özgürlük mücadelesi yanında muhalif kesimlerin demokratik hak arayışı nedeniyle yine devletin baskı ve takibatına uğrayan binlerce insan, bugün Avrupa ülkelerinde ve Türkiye dışında siyasal sürgün olarak bulunmaktadır." ifadeleri dikkat çekti. İşte Avrupa Sürgünler Meclisi'nin (ASM) tarihi anlam içeren o çağrısı: "TBMM'ne, Türkiye Hükümetine ve Kamuoyuna; Türkiye'de 12 Mart, 12 Eylül askeri darbeleri sonucu binlerce siyasi şahsiyet politik baskı, işkence, idam, tutuklanma ihtimali üzerine yaşamlarını güvenceli ve özgürce yaşayabilecekleri, düşünce ve fikirlerini serbestçe açıklayabilecekleri ortamlara kavuşmak üzere, Türkiye'den yurt dışına çıkmaya ve sürgün yaşama mecbur bırakıldılar. 12 Eylül faşist yasaları ve mahkemelerinin kararları sonucu vatandaşlıktan atılan, mal ve mülklerine el konulan bir çok politik insan mağduriyet yaşadı ve devlet baskısına maruz kaldı. Bu yasaların devamı niteliğinde olan uygulamalar ANAP, DOĞRUYOL ve AKP Hükümetleri döneminde de sürdü. Son 40 yıldır yaşanan çatışmalı siyasal ortam nedeniyle, baskı ve tutuklamalar sonucu yüz bini aşkın insan politik sebeplerle hapishanelerde tutsak ve uzun yıllara varan cezalarla içerde tutulmaktalar. Bir kısmı hasta ve bakıma muhtaç. Yüzlercesi hapishanelerde yaşamlarını kaybetti. Hapishanelerdeki tutsaklar serbest bırakılarak, yıllardır özgürlükleri elinden alınmış politik insanlar sebest bırakılmalıdır. Kürt ulusal eşitlik ve özgürlük mücadelesi yanında muhalif kesimlerin demokratik hak arayışı nedeniyle yine devletin baskı ve takibatına uğrayan binlerce insan, bugün Avrupa ülkelerinde ve Türkiye dışında siyasal sürgün olarak bulunmaktadır. Türkiye'de bugün devlet, hükümet ve ortakları eliyle; Kürt sorununda ”barışçıl ve çatışmasız” bir zemin oluşturmaya yönelik olarak başlatılan süreç, muhatapların karşılıklı açıklama ve beyanlarının yapıldığı bu ortamda; Türkiye'de demokratikleşmeye dönük bazı yasal düzenleme ve adımların atılması için, çaba gösterildiği bir süreçte; Türkiye dışında yaşamak zorunda bırakılmış sürgünlerin hiç bir takibat, tutuklama ve baskıya maruz kalmadan özgürce ülkelerine dönüş yapabilmelerine yönelik yasal güvencelerin verilmesi ve siyasi sürgünlüğün sonlandırılması için adım atılmalıdır. Adil, eşit bir yaşam ve kalıcı barış için atılacak adımlarda ve yasal düzenlemelerde devlet ve hükümete, üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmeye çağırıyor ve siyasi sürgünlerin tüm haklarının iade edilerek, onurlu bir şekilde ülkelerine dönmelerine izin verecek hukuki yasal düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz. Sürgünlerin tecrübe, birikim ve deneyleriyle yaşama katılarak, demokratik sürecin oluşmasına katkı vermeleri sağlanmalıdır!"