A
Admin
Yönetici
Yönetici
Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM), İzmirlilerin denizle ilişkisini ele alan özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. “İzmir’de Eski Bir Yaz: Deniz Hamamlarından Plaja” başlıklı sergi, İzmirlilerin gündelik yaşamında deniz kültürünü yansıtırken, deniz hamamlarından modern plajlara geçiş sürecini aktarıyor.
Gazete arşivleri, hatıratlar, akademik çalışmalar ve çeşitli yayınlardan yararlanılarak hazırlanan sergi; sağlık, mahremiyet, eğlence ve modernleşme temaları etrafında kurgulandı. Ziyaretçiler, 1936’da İzmir’e gelen İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncularının İnciraltı’nda dönemin Belediye Başkanı Behçet Uz ile yüzdüğü anlara ait görüntüler ve 1937 Karşıyaka sahilini gösteren arşiv filmleriyle nostaljik bir yolculuğa çıkarılıyor.
Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürü Serhan Kemal Saygı açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İzmir’in toplumsal hafızasında önemli bir yer bıraktığını düşündüğümüz ve bir dönemin yaşam kültürünü yansıtan önemli bir serginin açılışı için toplandık. İzmir’in deniz banyoları konusu, üzerinde çok fazla irdelenmiş bir konu değildir. Bu sergi de deniz banyoları konusunda yapılmış ilk sergi olma özelliğini taşıyor.”
Saygı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte deniz hamamlarının kent hayatında dönüştürücü rol üstlendiğini belirterek, “19. yüzyıl sonlarından itibaren İzmir sahillerinde yükselen deniz banyoları, sosyalleşmenin, özgürleşmenin ve modernleşmenin sembolü olmuştur” dedi.
AT
APİKAM Müze ve Sergi Birimi’nden Nihan Özdal ise Atatürk’ün Florya Deniz Köşkü’nün sergide özel bir yere sahip olduğunu vurguladı. Özdal, “Atatürk’ün Florya Deniz Köşkü ile geçen üç yazı, cumhuriyetin eşitlikçi ve halkçı yönünün simgelerindendir. Kadın ve erkeğin birlikte denize girmesi, modern yaşamın toplumsal alışkanlıklarına örnek teşkil etmiştir” dedi.
Sergiye katılan 88 yaşındaki Fatma Engür, çocukluğunu geçirdiği Güzelyalı’daki deniz hamamı deneyimlerini şu sözlerle paylaştı:“Güzelyalı’da deniz banyoları açılmıştı ve iki bölümden oluşuyordu. Denize merdivenle iniliyordu. Kadınlar aşağıda, erkekler de çekilen bir paravanın dışında yüzüyordu. O zamanlar 15 yaşlarındaydım. Eski ile yeni arasında çok fark var.”
SERGİDE NELER VAR?
Gazete arşivleri, hatıratlar, akademik çalışmalar ve çeşitli yayınlardan yararlanılarak hazırlanan sergi; sağlık, mahremiyet, eğlence ve modernleşme temaları etrafında kurgulandı. Ziyaretçiler, 1936’da İzmir’e gelen İstanbul Şehir Tiyatrosu oyuncularının İnciraltı’nda dönemin Belediye Başkanı Behçet Uz ile yüzdüğü anlara ait görüntüler ve 1937 Karşıyaka sahilini gösteren arşiv filmleriyle nostaljik bir yolculuğa çıkarılıyor.
“DENİZ BANYOLARI KONUSUNDA İLK SERGİ”
Kent Arşivi ve Müzeler Şube Müdürü Serhan Kemal Saygı açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İzmir’in toplumsal hafızasında önemli bir yer bıraktığını düşündüğümüz ve bir dönemin yaşam kültürünü yansıtan önemli bir serginin açılışı için toplandık. İzmir’in deniz banyoları konusu, üzerinde çok fazla irdelenmiş bir konu değildir. Bu sergi de deniz banyoları konusunda yapılmış ilk sergi olma özelliğini taşıyor.”
MODERNLEŞME SÜRECİNDEKİ ROLÜ
Saygı, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte deniz hamamlarının kent hayatında dönüştürücü rol üstlendiğini belirterek, “19. yüzyıl sonlarından itibaren İzmir sahillerinde yükselen deniz banyoları, sosyalleşmenin, özgürleşmenin ve modernleşmenin sembolü olmuştur” dedi.
AT
ATÜRK VE FLORYA DENİZ KÖŞKÜ
APİKAM Müze ve Sergi Birimi’nden Nihan Özdal ise Atatürk’ün Florya Deniz Köşkü’nün sergide özel bir yere sahip olduğunu vurguladı. Özdal, “Atatürk’ün Florya Deniz Köşkü ile geçen üç yazı, cumhuriyetin eşitlikçi ve halkçı yönünün simgelerindendir. Kadın ve erkeğin birlikte denize girmesi, modern yaşamın toplumsal alışkanlıklarına örnek teşkil etmiştir” dedi.
TANIKLIKLAR DA SERGİDE YER ALDI
Sergiye katılan 88 yaşındaki Fatma Engür, çocukluğunu geçirdiği Güzelyalı’daki deniz hamamı deneyimlerini şu sözlerle paylaştı:“Güzelyalı’da deniz banyoları açılmıştı ve iki bölümden oluşuyordu. Denize merdivenle iniliyordu. Kadınlar aşağıda, erkekler de çekilen bir paravanın dışında yüzüyordu. O zamanlar 15 yaşlarındaydım. Eski ile yeni arasında çok fark var.”