Aniden kilo kaybettiyseniz ve sürekli yorgun hissediyorsanız dikkat! Uzmanlar İBH’ye dikkat çekti

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Karın ağrısı, sık ishal, dışkıda kan görülmesi, ani kilo kaybı ve sürekli yorgunluk… Bu şikayetler inflamatuar bağırsak hastalıkları (İBH) arasında yer alan Crohn ve ülseratif kolit gibi kronik rahatsızlıkların en bilinen belirtileri arasında yer alıyor. Genellikle genç yaşta başlayıp yaşam boyu devam eden bu hastalıklar, bağırsaklarda inflamasyona yol açarken son yıllarda bilim insanları pelvik taban bölgesinin de etkilenebileceğini ortaya koydu. Memorial Bahçelievler Hastanesi Pelvik Taban Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Doktor Özdal Ersoy, İBH sürecinde pelvik taban fonksiyonlarının önemli bir yere sahip olduğunu ve bu durumun hastaların yaşam kalitesini doğrudan etkileyebileceğini vurguluyor. Pelvik Tabanın Rolü ve İBH ile İlişkisi Pelvik taban, pelvis bölgesinde mesane, rahim, prostat ve rektum gibi hayati organları destekleyen kaslar, bağ dokusu ve sinirlerden oluşan karmaşık bir yapıdır. Bu kas grupları sadece idrar ve dışkı kontrolünde değil, cinsel fonksiyonlarda ve organların yerinde kalmasında da kritik görev üstlenir. Ancak kronik inflamasyon, ameliyatlar ya da sürekli zorlanmalar pelvik taban kaslarının normal işleyişini bozabilir. Özellikle İBH gibi tekrarlayan inflamasyonların olduğu durumlarda pelvik taban fonksiyonları hem doğrudan hem de dolaylı olarak zarar görebilir. İnflamasyon, özellikle kalın bağırsağın son kısımlarında sinirlerin işleyişini bozabilir. Bu da dışkılama sırasında beyin ile bağırsak arasındaki koordinasyonu olumsuz etkiler. Hastalar ıkınma sırasında makat kaslarını gevşetmek yerine yanlışlıkla kasabilir; bu durum “anismus” olarak bilinir ve dışkılamada zorluk yaşanmasına yol açar. Ağrı ve Kas Fonksiyonundaki Bozukluklar Kronik karın ve pelvik ağrılar, pelvik taban kaslarının istemsiz kasılmasına neden olabilir. Bu kasılmalar, “hipertonik pelvik taban disfonksiyonu” olarak adlandırılan bir durumu ortaya çıkarır. Sürekli ağrıya bağlı kas spazmları dışkılama sürecini zorlaştırırken, ağrılı dışkılama şikayetlerini artırır. İBH tedavisinde cerrahi müdahaleler de bu yapıyı etkileyebilir. Özellikle proktokolektomi ve poş operasyonları gibi ameliyatlar sonrası pelvik taban kaslarında fonksiyon kaybı yaşanabilir. Bu değişiklikler, hastaların tuvalet alışkanlıklarını olumsuz etkileyerek dışkılama sorunlarına neden olabilir. Crohn hastalığında sıkça görülen perianal fistüller ve apseler de pelvik taban yapısını bozabilir. Bu tür durumlarda ameliyatla birlikte oluşan skar dokusu kasların esnekliğini azaltır ve gaz ya da dışkı kaçırma sorunlarına yol açabilir. Ayrıca pelvik ağrılar da şiddetlenir. Pelvik Taban Disfonksiyonunun Belirtileri ve Tanı Süreci Pelvik taban problemleri İBH hastalarında çeşitli belirtilerle ortaya çıkabilir. Zorlayarak dışkılama, tuvalet sonrası tam boşalamama hissi, gaz ve dışkı kaçırma, kronik pelvik ağrı ile idrar kaçırma veya sıkışma şikayetleri bu belirtilerin başında gelir. Bu semptomlar bazen hastalığın aktif inflamasyon dönemine karışabilir. Ancak hastalığın iyileştiği dönemlerde bile devam eden yakınmalar, altta yatan pelvik taban disfonksiyonuna işaret edebilir. Bu ayrım hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek adına büyük önem taşır. Pelvik taban bölgesi, aşırı yük ve stres altında hassaslaşabilir. İBH ile ilişkili bu disfonksiyonlar hastaların bağırsak hareketlerini ve tuvalet alışkanlıklarını daha karmaşık hale getirir. Bu nedenle bağırsak sağlığını değerlendirirken pelvik taban fonksiyonlarının da mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir. Tanı Yöntemleri ve Tedavide Multidisipliner Yaklaşım Modern tıp, pelvik taban sorunlarını teşhis etmek için anorektal manometri, defekografi, endoanal ultrasonografi ve elektromiyografi gibi gelişmiş yöntemler sunmaktadır. Bu testler sayesinde pelvik kasların kasılma-gevşeme paternleri, sinir iletimi ve anatomik bütünlüğü ayrıntılı şekilde incelenebilir. Böylece inflamasyon dışı pelvik sorunlar net olarak belirlenir. İBH’ye bağlı pelvik taban disfonksiyonlarının tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım hayati önem taşır. Gastroenterolog, pelvik taban fizyoterapisti, kolorektal cerrah ve psikolog gibi farklı branşlardan uzmanların bir arada çalışması gerekir. Pelvik taban fizyoterapisi, kas koordinasyonunu artırmak ve ağrıyı azaltmak için uygulanan etkili yöntemler arasında yer alır. Biofeedback ve manuel terapi teknikleriyle hastalar kaslarını doğru şekilde kullanmayı öğrenir. Bu özellikle dışkılama sırasında kasları gereksiz yere sıkma eğilimi gösteren kişilerde faydalıdır. Bunun yanında, beslenme düzeninin optimize edilmesi ve kabızlığı önlemeye yönelik diyet önerileri tedaviye destek olur. Tuvalet alışkanlıklarının düzenlenmesi ve doğru oturma pozisyonlarının benimsenmesi de önemlidir. Cerrahi müdahaleler ise fistül, abse gibi yapısal sorunların tedavisinde gereklidir ancak ameliyat sonrası mutlaka fizyoterapiyle desteklenmelidir. İBH’nin kronik yapısı hastalarda psikolojik sorunlara da yol açabilir. Anksiyete, depresyon ve sosyal izolasyon, pelvik taban disfonksiyonlarının etkisiyle daha da artabilir. Bu nedenle psikososyal destek ve gerektiğinde psikoterapi sürece entegre edilmelidir. Sonuç olarak, inflamatuar bağırsak hastalığı olan kişilerin pelvik taban fonksiyonlarını ihmal etmeden kapsamlı bir değerlendirmeye tabi tutulması, hem bağırsak hem de pelvik sağlık açısından hayati önem taşır. Erken tanı ve doğru tedavi planı ile hastaların yaşam kalitesi anlamlı ölçüde artırılabilir. Kaynak: Bülten
 
Geri
Üst