A
Admin
Yönetici
Yönetici
1. GİRİŞ Hukuk devleti ilkesinin temel unsurlarından biri olan “hukuki belirlilik”, bireylerin davranışlarının hukuki sonuçlarını önceden öngörebilmesini ve idarenin keyfi davranışlarından korunmasını amaçlar. Özellikle kamu gücü kullanan meslek mensupları açısından disiplin hukukunun çerçevesi, bu ilke temelinde şekillenmelidir. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin 2024 yılında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 134 ve 135. maddelerini iptal etmesi, gerek normatif gerekse kurumsal düzeyde önemli etkiler doğurmuştur. Bu çalışmada, iptal kararının anayasal ilkeler bağlamında değerlendirmesi yapılacak, oluşan hukuki boşluklar ve mesleki sonuçlar ele alınarak, yeni bir düzenleme için öneriler sunulacaktır. 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE 2.1. Avukatlık Mesleği ve Kamu Hizmeti Niteliği Avukatlık, yalnızca serbest meslek faaliyeti değil, aynı zamanda kamu hizmeti niteliği taşıyan bir meslektir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na göre avukatlar, adaletin tecellisine katkı sağlayan, savunma hakkının temsilcisi ve yargı erkinin kurucu unsurlarındandır. Bu nedenle, avukatların meslekî faaliyetleri yalnızca özel hukuk hükümleriyle değil, kamu hukukunun gözetiminde yürütülmelidir. 2.2. Disiplin Hukuku ve Meslek Kuralları Avukatlık mesleği, etik kurallara, teamüllere ve kanunda düzenlenmiş disiplin hükümlerine tabidir. Disiplin hukukunun amacı, meslek onurunun korunması, kamu güveninin sağlanması ve meslek mensupları arasında düzenin tesisidir. Ancak bu düzenlemelerin, anayasal sınırlar içinde, özellikle de hukuk devleti ve ifade özgürlüğü gibi ilkelere uygun olması şarttır. 3. İPTAL EDİLEN HÜKÜMLERİN ANALİZİ 3.1. 134. Maddenin İçeriği İlgili maddeye göre, “avukatlık onuruna, düzen ve geleneklerine aykırı davranışlarda bulunanlar hakkında disiplin cezası uygulanır.” Bununla birlikte, “meslek onuru” ya da “gelenekler” gibi soyut kavramlar, herhangi bir yasal tanıma kavuşmamıştır. Bu nedenle, aynı eylem farklı baro disiplin kurullarınca farklı şekilde yorumlanabilmektedir. 3.2. 135. Maddenin Düzenleyici İşlevi 135. madde, disiplin cezalarının türünü, uygulanma usulünü ve kararı verecek merciileri düzenlemekteydi. Uyarma, kınama, meslekten geçici men ve sürekli men gibi yaptırımlar bu kapsamda yer alıyordu. Bu hüküm, 134. maddenin uygulanmasını fiilen mümkün kılan altyapıyı oluşturuyordu. 4. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI 4.1. Kararın Gerekçeleri Anayasa Mahkemesi, kararında öncelikle “hukuki belirlilik” ilkesine aykırılık tespiti yapmıştır. Soyut kavramlarla düzenlenmiş olan disiplin suçları, kişilerin hangi davranışlarının suç oluşturduğunu öngörememesi sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca, ifade özgürlüğüne getirilen olası kısıtlamalar da ölçülülük ilkesine aykırı bulunmuştur. 4.2. Anayasal İlkeler Çerçevesinde Değerlendirme Karar, özellikle Anayasa’nın 2. maddesi (hukuk devleti), 38. maddesi (suç ve cezada kanunilik) ve 26. maddesi (ifade özgürlüğü) kapsamında değerlendirilmiş ve bu çerçevede iptal kararı verilmiştir. Mahkeme, mesleki etikle kamu düzeni arasında bir denge kurularak, daha somut ve öngörülebilir normlara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymuştur. 5. İPTALİN HUKUKİ VE MESLEKİ SONUÇLARI 5.1. Normatif Boşluk Sorunu Herhangi bir yeni düzenleme yürürlüğe girmedikçe, avukatlara yönelik disiplin cezalarının uygulanması hukuken mümkün değildir. Bu durum, hukuki boşluk yaratmakta ve meslek içi denetimsizliği beraberinde getirmektedir. 5.2. Baroların Yetki Sorunu Baroların disiplin yetkisi, kanuna dayanmak zorundadır. İlgili maddelerin iptali ile barolar, artık doğrudan cezai bir işlem tesis edememekte, yalnızca TBB nezdinde ilke kararı almakla yetinmektedir. 5.3. Mesleki Denetimin Geleceği Bu boşluk süreci uzarsa, kamuoyunda avukatlık mesleğine olan güvenin zedelenmesi, meslek içi etik dayanışmanın erozyona uğraması ve savunma kurumu üzerinde genel bir prestij kaybı yaşanması muhtemeldir. 6. YENİ BİR DÜZENLEME İHTİYACI VE ÖNERİLER 6.1. Normatif Belirlilik ve Tipiklik Yeni düzenlemelerde, disiplin suçları açıkça tanımlanmalı; örneğin: - Mahkeme kararlarını aşağılayıcı açıklamalar, - Meslektaşlara hakaret, - Müvekkil bilgilerinin izinsiz ifşası, gibi eylemler açık ve öngörülebilir biçimde suç olarak tanımlanmalıdır. 6.2. Disiplin Yargılamasının Güvence Altına Alınması Disiplin soruşturmalarında: - Avukatın savunma hakkı, - Tarafsız ve bağımsız disiplin kurulları, - Gerekçeli karar verme zorunluluğu, gibi anayasal güvenceler temin edilmelidir. 6.3. Etik Kod ve TBB’nin Rolü Türkiye Barolar Birliği’nin hazırlayacağı Avukatlık Etik Kodu, yeni yasal düzenlemeye paralel olarak uygulanmalı; bu kodun ihlali hâlinde verilecek cezaların ölçüsü ve türü belirlenmelidir. 7. SONUÇ Anayasa Mahkemesi’nin Avukatlık Kanunu’nun 134 ve 135. maddelerini iptal etmesi, hem hukuki hem de mesleki açıdan kritik bir dönüm noktasıdır. Bu karar, disiplin hukuku alanında belirlilik, tipiklik ve ölçülülük ilkelerinin ne denli hayati olduğunu göstermiştir. Yeni bir düzenleme yapılmadığı sürece oluşacak denetimsizlik ortamı, mesleğin kamu hizmeti niteliğini zedeleyebilir. Bu sebeple, yasa koyucunun süratle ve özenle çalışarak, anayasal ilkelerle uyumlu yeni bir disiplin rejimi oluşturması bir zorunluluk hâlini almıştır. Av. Arb. Emine ALTIPARMAK VARAN >> Avukatlar Hakkında Uygulanabilecek Disiplin Cezalarına Yönelik Düzenlemeler İçeren Kurallara İlişkin İtiraz Başvurusu Hakkında Karar