A
Admin
Yönetici
Yönetici
Alkoç Grup’ta Proje Yöneticisi olarak çalışan Eser Mumcuoğlu, ne yazık ki 28 Şubat 2025 tarihinde Kastamonu’nun Kuzeykent Mahallesi’nde, bir apartmanın 14. katından düşerek yaşamını yitirdi. Olay sırasında evde bulunan nişanlısı S.Ö., yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alındı ve nöbetçi sulh ceza hâkimliği tarafından tutuklandı. Bu trajik olayın üzerinden tam iki ay geçmişken, 29 Nisan 2025 tarihinde denizcilik basınında şu başlık yer aldı: "Alkoç Grup’ta Kadın İstihdamı Yükselişte!" Haberde, Alkoç Grup Yönetim Kurulu Başkanı Gürhan Burak Alkoç’un, kadın çalışanların şirkete kattığı değere vurgu yapan ifadeleri yer alıyor. Kadın istihdamının arttığı ve şirketin kadın çalışanlara verdiği sözde destek ön plana çıkarılmış. Ancak bu haberin detaylarında ciddi bir hata ve etik ihlali var! Şüphesiz Alkoç Grup’ta kadın istihdamı yükselişte olabilir. Bunun tartışmasını yapmıyorum. Benim tartıştığım nokta, ölümü şüpheli bir çalışanını hâlâ istihdam listesinde tutan şirket yöneticileri ve çalışanlarıdır! Doğal ölüm olsa bile böyle bir hata kabul edilemez. Ancak burada söz konusu olan şüpheli bir ölüm! Merhumun adı fotoğrafıyla birlikte listede tutulmaya devam ediyor. Bu nasıl bir duyarsızlık? Hiç kimse bu hatayı fark etmedi mi? Şirkette çalışanlar, arkadaşlarının ölümünden bihaber mi? Böylesi bir olay hiç mi konuşulmadı? Taziye yerine istihdam mesajı mı? Bazı Alkoç Grup yetkilileri, konuyla ilgili görüşme sırasında "Bu haber merhum Eser Hanım’ın anısına yayınlandı" diyerek durumu açıklamaya çalıştı. Ancak, taziye mesajı yerine istihdam haberinin paylaşılması akla, mantığa sığar mı? Oysa bir çalışanını gerçekten önemseyen bir şirket, onun adını yalnızca istihdam oranlarında değil, hakkaniyetli bir anmada da geçirir. Şirketin web sitesine de 29 Nisan tarihli açıklama eklenmiş ve mevcut çalışanlar listesinde hâlâ Eser Mumcuoğlu’nun adı ve fotoğrafı yer alıyor! Kadın istihdamı oranının %10 olduğu, yönetim ofisinde ise %40’a ulaştığı anlatılıyor. Peki, madem merhumun anısına bu haber yayımlandı, neden bir kelam bile edilmedi? Madem hata yapıldı, neden hata kabul edilip düzeltilmiyor? Bu sadece bir "basın hatası" değil. Bu, büyük bir etik ihlaldir! Kadın çalışanlara gerçekten değer veren bir iş modeli oluşturmak başka, medya aracılığıyla bu mesajı manipüle etmek başka bir şeydir. Gerçekler, samimiyet testinden geçer! Medya aracılığıyla oluşturulmaya çalışılan algılar, gerçeklerle yüzleştiğinde samimiyet sınavından geçmek zorundadır! Bu yüzden her açıklamanın doğruluğunun sorgulanması, basın etiği açısından kritik bir noktadır. Alkoç Grup, kadın çalışanlarının gerçekten değer gördüğünü savunuyor. Ancak, şirketin yakın zamanda yaşanan şüpheli bir ölüm karşısındaki tutumu, bu söylemin yalnızca bir reklam stratejisinden ibaret olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Son söz: Saygı ve duyarlılık Gerçekten kadınlara değer veren bir şirket, şüpheli bir ölüm neticesinde kaybettiği çalışanının her davasında yer alır! Denizcilik basını bilgilendirilir. Kamuoyuna üzgün olduklarına dair en azından küçük bir mesaj verilir. Vefat eden birinin adı, çalışanlar listesinde fotoğrafıyla tutulmaz. Eğer adı anılacaksa, durum açıklayıcı bir notla belirtilir. Aksi hâlde, şirketin inandırıcılığı ve güvenilirliği sonsuza kadar sorgulanır, tartışılır!