Afetler için artık yeni şeyler söylemek lazım

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Afetler bizim karşımıza nerde ne zaman ve nasıl çakacağı belli olmayan olaylardır. Türkiye bir deprem ülkesidir. Günümüzde yaşanan afetler yalnızca doğa kaynaklı afetler değil, aynı zamanda toplumsal, ekonomik ve politik boyutları olan karmaşık süreçlerdir. Bu nedenle yeni bakış açılarına, yeni politikalar üretmeye ve toplumsal katılımı artırmaya ihtiyaç vardır. Artık afetlere bakış açımızı değiştirmeliyiz. Eskiden depremler yalnızca doğanın bir sonucu olarak görülürdü. Ancak artık bilinmektedir ki, bir doğa olayının afete dönüşmesinde insan faktörü belirleyici rol oynamaktadır. Yerleşim yerlerinin plansızlığı, yapı stokunun zayıflığı, sosyal eşitsizlikler ve yönetişim eksiklikleri gibi unsurlar, afeti felakete dönüştüren başlıca nedenlerdir. Bu nedenle afetleri sadece teknik değil, sosyolojik ve politik bir mesele olarak da ele almak gerekmektedir. Afetlerle mücadelede yeni söylemler, yeni politikalar üretmek gereklidir. Risk azaltıma, toplumsal dayanıklılık, afet öncesi hazırlık gibi konular artık merkezde olmalıdır. Müdahaleye odaklı yaklaşımlar yerine, önleyici stratejilere yatırım yapılmalıdır. Kırılgan grupların ihtiyaçlarını gözeten, adil ve kapsayıcı bir afet yönetimi anlayışı geliştirilmelidir. Hayatı Allah’a emanet bir şekilde yaşıyoruz, afetlere karşı herhangi bir önlem almadan yaşamaya çalışıyoruz. Peki, olması gereken ne? risk odaklı afet yönetim anlayışı, Bir türlü risk odaklı yönetim sistemine geçemedik. Hep söylüyorum afetler zor bir süreçtir, karmaşık bir yapıdır. Türkiye’de her 10 yılda bir 7 ve üzeri deprem olmaktadır, hala neyi bekliyoruz ibret almayacak mıyız? Afetlerin yoğun yaşandığı Japonya ve afetlere karşı daha dirençli diğer ülkelere baktığımızda hepsinin ortak paydasında uluslararası düzeyde kabul edilen ve kriz yönetiminden vazgeçen, risklerin azaltılmasını hedefleyen politikalara yöneldiğini görmekteyiz. Türkiye’de afet yönetimi artık kabuk değiştirmelidir. “insanlarımızı enkaz altından nasıl kurtarırız” anlayışından vazgeçip bunun yerine, “binalarımız yıkılmasın ve insanlarımız enkaz altında kalmasın” anlayışına öncelik vermemiz gereklidir. Bu nedenle diyoruz ki artık afetlerin olup olmayacağını tartışmaktan vazgeçmeliyiz, bu güne kadar yapılan çalışmaları bir milat olarak kabul edip, bundan sonra artık afetlere ve afet yönetimine bir bütün olarak bakıp, hazırlığa daha fazla önem vermeliyiz. Sonuç olarak, artık afetleri sadece kriz anlarında konuşmak değil; onları önceden anlamak, önlemek ve toplumsal dayanıklılığı artırmak için yeni şeyler söylemek zorundayız. Bu, sadece bir zihinsel değişim değil, aynı zamanda pratik ve politik bir dönüşüm çağrısıdır. “Artık afetler için yeni şeyler söylemek lazım” ifadesi, afetlere dair klasik yaklaşımların ve söylemlerin yetersizliğini vurgulayan önemli bir çağrıdır. Mevlana diyor ki ‘Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemek lazım’ Evet Afetler açısından da artık bugün yeni şeyler. söylemek lazım. Bir sonraki yazıda görüşmek ümidiyle ..
 
Geri
Üst