A
Admin
Yönetici
Yönetici
ABD’li bazı siyasetçilerin "Çin tehdidi listesi"ne her geçen gün yeni maddeler ekleniyor. Sarımsak, vinç, elektrikli araçlar ve drone’ların ardından şimdi de güneş enerjisi invertörleri ile yönlendiriciler (router) radar altında. Ancak bu cihazlarla ilgili son iddiaların çoğu, somut kanıtlardan çok spekülasyonlara dayanıyor. Geçtiğimiz günlerde Reuters, ismi açıklanmayan ABD’li kaynaklara dayandırdığı haberinde, Çin yapımı güneş panellerinde "tehlikeli bileşenler" bulunduğunu ve bu bileşenlerin uzaktan güvenlik duvarlarını aşarak enerji altyapısına zarar verebileceğini öne sürdü. Haberde bu durumun elektrik şebekelerinin çökmesine ve yaygın elektrik kesintilerine yol açabileceği iddia edildi. Ancak söz konusu iddialar, herhangi bir teknik delil ya da bağımsız raporla desteklenmedi. Benzer şekilde, Bloomberg’in haberine göre Arkansas Senatörü ve Çin karşıtı tutumuyla bilinen Tom Cotton ile birlikte 16 senatör ve temsilci, Ticaret Bakanı Howard Lutnick’e bir mektup göndererek yönlendirici üreticisi TP-Link’in Çin Komünist Partisi ile "derin bağları" olduğunu savundu ve şirketin ABD için "açık ve yakın bir tehdit" oluşturduğunu ileri sürdü. Siyasetçiler, TP-Link ürünlerinin yasaklanması çağrısında bulundu. Ancak bu iddialara şirketten net bir yanıt geldi. TP-Link Systems yaptığı açıklamada, "ABD merkezli bir şirket olarak hiçbir yabancı ülke veya hükümet – buna Çin de dahil – ürünlerimizin tasarımı veya üretimi üzerinde herhangi bir kontrole sahip değildir" dedi. Konuya daha yakından bakıldığında dikkat çeken önemli bir detay ortaya çıkıyor: ABD’li yetkililerin gündeme getirdiği TP-Link Systems Inc, 2024 yılı itibarıyla Çin merkezli TP-Link Technologies Co., Ltd. ile bağlarını tamamen koparmış, Irvine, Kaliforniya merkezli bağımsız bir Amerikan şirketi. Her ne kadar isim benzerliği taşısalar da, iki şirketin sahiplik yapısı, yönetimi ve operasyonları birbirinden tamamen farklı. TP-Link Systems Inc, ürünlerini 2018’den bu yana Vietnam’daki kendi fabrikasında üretiyor. Şirket, tüm vurgusunu "Amerikan şirketi" kimliğine yapmasına rağmen, geçmişteki Çin bağlantıları nedeniyle hala bazı ABD’li siyasetçilerin şüpheleriyle karşı karşıya kalıyor. Nisan ayında Bloomberg, ABD’li yetkililerin TP-Link Systems hakkında fiyatlandırma stratejileriyle ilgili antitröst (tekel karşıtı) soruşturma yürüttüğünü ve pazar payının büyümesinin ulusal güvenlik riskleri doğurabileceğini rapor etmişti. Birçok gözlemciye göre, bu durumun temelinde teknik bir güvenlik endişesinden çok siyasi çıkar hesapları yatıyor. ABD’li bazı siyasetçilerin, somut tehditlere değil, Çin karşıtı sert bir tutum sergileyerek kamuoyunda puan toplamaya odaklandığı yorumları yapılıyor. Sarımsak “zehir,” vinçler “casus,” elektrikli araçlar “veri hırsızı” Bugün ABD'nin “Çin tehdidi listesi” neredeyse gerçeklikten kopmuş durumda: Sarımsak “zehir,” vinçler “casus,” elektrikli araçlar “veri hırsızı” ilan edildi. Şimdi de güneş panelleri ve ABD markalı, Çin’de üretilmeyen yönlendiriciler bile kuşku altında. Bu gidişle, Çin menşeili vidaları olan tornavidalar bile "Truva atı" şüphesiyle mercek altına alınabilir. Ancak bazı Amerikalı politikacılar, Çin'in esas olarak kendi kalkınmasına odaklandığını ve ABD'ye zarar verme niyetinde olmadığını kavrayamıyor. Oysa unutulmaması gereken bir gerçek var: Hem ABD’nin hem de Çin’in temel hedefi, kendi halklarının yaşam kalitesini artırmak. Bu hedefler birbiriyle çelişmiyor. Tehdidi olmayan tehditler üretmek, kendi kendini kandırmaktan öteye gitmiyor ve sonunda bu tutumun faturası yine ABD’ye kesilebilir.