80 Yaşındaki Kadın, Polis ve Savcı İddiasında Bulunan Dolandırıcılara Tarihi Mülkünü Kaptırdı

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Banka memurlarının uyarılarını ve bankaya çağrılan polisleri de dinlemeyen Karaören, aldığı sağlık raporu, ve kendim bilincimle havale yapıyorum imzaları ile yaklaşık 20 milyon TL dolandırıcıların hesaplarına aktardı. Bir Telefonla Başlayan Kâbus 8 Eylül 2023 günü saat 16.00’da başlayan ve aylar süren dolandırıcılık hikayesi, Karaören’in cep telefonunu arayan ve kendisini “Başkomiser Yıldırım Öztürk” olarak tanıtan bir şahsın, "FETÖ sizin mal varlığınızı ele geçirdi, biz sizi koruyacağız" sözleriyle başladı. Karaören ““Telefonu açtım, kendisini ‘Başkomiser Yıldırım Öztürk’ olarak tanıtan bir şahıs yarım saat boyunca benimle konuştu. Annemin, babamın adını, akrabalarımı, arabamın plakasını biliyordu. ‘FETÖ sizin hesaplarınıza, tapularınıza ulaştı, biz sizi koruyacağız’ dedi. Çok korktum. ‘Konuşmalarımızdan kimseye bahsetmeyeceksiniz, babanız mezardan çıksa bile söylemeyeceksiniz’ diyerek beni tehdit etti.” dedi. Meral Karaören, o gün akşam saatlerinde tekrar arandığını, dolandırıcıların “sizi öldürürler, sakın polise gitmeyin” diyerek kendisini iyice korkuttuğunu ve dolandırıcıların yönlendirmesiyle yeni bir telefon ve hat aldığını, bundan sonra da bütün görüşmelerin bu yeni hat üzerinden yapıldığını belirtti. Karaören “Bana sahte bir plan anlattılar. ‘Tapuda hayali bir satış yapacağız, ama bu gerçek olmayacak’ dediler. Sözde operasyonla suçluları yakalayacaklarmış. Beni arayan emlakçılardan fiyat almamı söylediler. Sonra bir emlakçıyla anlaşmam istendi. Her dediklerini harfiyen yaptım çünkü çok korkuyordum.”dedi. Ardından dolandırıcıların yönlendirilmesi ile L.Y. isimli şahısla tanıştırılan Karaören, değerinin çok altında bir fiyatla, tarihi evini devretmeye ikna edildi. Aldığı sağlık raporu üzerine Tapu Müdürlüğü’nde evini L.Y’e satan ve hesabına 14 milyon para aktarılan Karaören bu parayı kendisine verilen IBAN numaralarına, banka memurlarının tüm uyarılarına ve bankaya çağrılan polislere rağmen sağlık raporunu gösterip ve kendi bilincimle havale yapıyorum imzası atarak aktardı. Son olarak İstanbul’dan aradığını belirten ve gerçek bir polis olduğunu söyleyen bir şahıs tarafından uyarılan Karaören, avukatı Ş.D ile birlikte Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek dolandırıcılardan şikayetçi oldu. Savcılık tarafından geniş kapsamlı bir soruşturma başlatıldığı öğrenildi. “Canımdan Kıymetli Yadigârımı Kaybettim” Meral Karaören, Fethiye’nin köklü ailelerinden biri olan Karaören ailesine mensup. Babası Mustafa Karaören'in adını taşıyan caddenin sonunda yer alan 94 yıllık taş evin, 1957 Fethiye depreminde birçok insanın sığınağı olduğunu belirten Meral Karaören, “Bu binayı yaşlılar ve rehabilitasyon yurdu yaparak ailemizin ismini yaşatmak istiyordum. Ölümümden sonra bile bu yapı ayakta kalsın istedim. Ancak beni aldattılar, korkuttular ve elimden aldılar. Devletime ve adalete sığınıyorum” diyerek duygularını ifade etti. Hukuki Mücadele Devam Ediyor Dolandırıcı şebekeye karşı hem cezai hem de hukuki süreçleri başlatan Meral Karaören, Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın yanı sıra, tapu iptali ve mülkiyetin geri alınması için hukuk mahkemelerine dava açtığını belirtti.
 
Geri
Üst