A
Admin
Yönetici
Yönetici
İREM BUSE KIRKKAYALI-EGE TELGRAF-Ege Telgraf TV’de Gazeteci Hakan Serbest’in sunduğu Güne Merhaba programının konuğu Türkiye-Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu yönetim kurulu üyesi Cemalettin Şenel oldu. Srebrenitsa Soykırımı’na yönelik yaşanılanları anlatan Şenel, aradan geçen onca zaman rağmen yaşanan acıların dinmediğini belirtti. Geçmiş yıllarda Türkiye-Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu’nun da başkanlık yapmış olan ve dernekte görevine yönetim kurulu üyesi olarak devam eden Şenel, Srebrenitsa’nın bir şehirden çok daha fazlası olduğunu vurguladı ve “Srebrenitsa sadece bir şehir değil, insanlık sınavıdır” dedi. “KURŞUNA DİZİLDİLER” 1992-1995 yılları arasında Bosna-Hersek’te sadece Srebrenitsa’da değil birçok yerleşim yerinde sivillere yönelik sistematik saldırılan olduğunu vurgulayan Cemalettin Şenel, “Srebrenitsa’yı diğerlerinden daha çarpıcı kılan bölgenin Birleşmiş Milletler bölgesi olması. Sığınma talebinde bulunan sivillerin silahları alınmıştı, "sizlere bir şey yapmayacağız" diyerek akü fabrikasına toplanan insanlar buna rağmen 8 bin 372 kişi kadın, erkek, çocuk kurşuna dizilerek katledildiler” dedi. Şenel aynı zamanda katliam sonrası cesetlerin sistematik bir şekilde parçalandığını bu şekilde farklı noktalara taşındığını belirtti. Bugüne kadar sadece 6 bin 765 kişinin DNA’sının tespit edildiğini aktaran Şenel, binlerce kişinin kalıntılarına hala daha ulaşılamadığını üzüntüyle belirtti. “ZAMANINDA SAHİP ÇIKILSAYDI…” Birleşmiş Milletler’in (BM) 29 yıl sonra 11 Temmuz’u resmen “Srebrenitsa Soykırımı Günü” olarak ilan etmesine Şenel, "BM 29 yıl sonra günah çıkardı" diyerek geç kalınmış bir özür olduğunu belirtti. Şenel, “Eğer zamanında sahip çıkılsaydı, bugün Gazze gibi yerlerde yaşanan katliamlar da önlenebilirdi” dedi. Tarihsel kökenine bakıldığında ise bu soykırım sadece bir savaş suçu değil, aynı zamanda etnik bir intikam hareketiydi. Şenel’e göre Sırp Çetnikler sivillere saldırırken “Müslümanları vurun demediler, Türkleri vurun dediler.” ifadelerini kullandı. Hedef alınan etnik kimliğin, 1389’daki Kosova Savaşı’ndan beri süregelen bir intikamın eseri olduğuna dikkat çekerek "bugün hala Sırbistan'da aileler çocuklarını 'Türk düşmanlığı' güderek yetiştiriyorlar" dedi. “BU SİSTEM SÜRDÜRÜLEMEZ” Srebrenitsa’da yaşananların ardından imzalanan Dayton Anlaşması’nın da Bosna-Hersek’e gerçek bir barış getirmediğini belirten Şenel, “Üçlü devlet başkanlığı sistemi yüzünden Bosna kendi kararlarını alamıyor, Kosova’yı tanıyamıyor. Bu sistem sürdürülemez. Bosna tam bağımsız olmalı” diyerek siyasi yapının da yeniden ele alınması gerektiğini savundu. “SEVGİ HİÇ DEĞİŞMEDİ” Türkiye ve Bosna arasındaki bağa da değinen Şenel, Türk halkının Bosna sevgisinin hiç değişmediğini ve yıllardır süregelen Ayvaz Dede Şenlikleri gibi kültürel organizasyonlarla bu kardeşlik köprüsünün ayakta tutulduğunu söyledi. Saraybosna sokaklarındaki mermi izlerinden, kütüphanelerdeki Türk bayrağı yansımalarına kadar birçok unsurun geçmişin izlerini taşıdığını dile getirdi. “YAPTIKLARIYLA ON KİTAP YAZILIR” Konuşmasının sonunda ise Türkiye Bosna Sancak Dernekleri Federasyonu’nun kurucu onursal başkanı Ahmet Kemal Baysak’ı da rahmetle anan Şenel, “Baysak’ın yaptıklarıyla ilgili bir değil, on kitap yazılır. Maddi-manevi desteğiyle binlerce insana dokundu” diyerek sözlerini tamamladı.