1800 yıllık küfür: Tahribat mı, tarihi eser mi?

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Bazı küfürler vardır ki, üstünü boyamakla silinmez. Hele ki küfür 1800 yıllık bir duvar yazısıysa, işin rengi biraz değişir. Restorasyonla başlayan bu yazı, bizi hem zamanın ötesine hem de bugünün restorasyon anlayışına götürüyor.
Bazı küfürler vardır ki, üstünü boyamakla silinmez. Hele ki küfür 1800 yıllık bir duvar yazısıysa, işin rengi biraz değişir. Restorasyonla başlayan bu yazı, bizi hem zamanın ötesine hem de bugünün restorasyon anlayışına götürüyor.

Tarihi eserler, adından da anlaşılacağı üzere, tarih taşır. Üzerine her dokunuş, bir iz bırakır; kimi zaman bilgi, kimi zaman zarar. İşte bu yüzden 'restorasyon' kelimesi, kulağa zarif gelse de uygulamada bıçak sırtı bir denge ister. Ne yazık ki Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde bu dengeyi tutturamayan örneklerle karşılaşıyoruz.

milliyet.jpg


'TEK BİR DOĞRUSU YOK'

Hatay Arkeoloji Müzesi'ndeki Roma mozaikleri hâlâ hafızalarda. 100 yıl önce yapılan müdahalelerle şekli değişmiş, şimdi ise “özgün hali” denilerek tekrar elden geçirilmiş. Kimi beğendi, kimi beğenmedi. Sanat Tarihçisi Hayri Fehmi Yılmaz'ın dediği gibi, restorasyonun tek bir doğrusu yok. Hatta yanlış bile olsa, geçmişte yapılmış bir müdahale de artık tarihi belge sayılıyor.

Hayri Fehmi Yılmaz'a göre yalnızca Roma döneminden kalma bir taş değil, 100 yıl önce bir restoratörün hatası da artık korunması gereken bir miras. Çünkü o hata, o dönemin bilgi düzeyini, anlayışını, yaklaşımını yansıtıyor. Tıpkı 1800 yıllık grafitiler gibi.


İzmir Agorası'ndaki grafitilerde küfür var, aşk var, gladyatör antrenmanları var. Belki de Antik Çağ’ın sosyal medya duvarıydı orası. Hayri Fehmi Yılmaz’a göre bu yazılar birer belge niteliğinde. Silinmemeli. Aksine korunmalı. Bugün Sümela Manastırı’nda da benzer karalamalar var. Kimi 100 yıllık, kimi çok daha eski. İnsan eli değmiş her yere bir iz bırakmış. Bugün 'çirkinlik' dediğimiz birçok şey, belki de geleceğin tarihçisi için eşsiz bir kaynak.

milliyet.jpg


'KİŞİSEL BEĞENİYLE YAPILMAZ'


Fakat işin bir de günümüz tarafı var. Restorasyon adı altında “yeni gibi” yapmak, “bizden bir şey katmak” ya da “modernize etmek” fikri hâlâ yaygın. Pamukkale Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Evin Caner bu noktada şöyle bir uyarı yaptı:

"Restorasyon, kişisel beğeniyle yapılmaz. Tıpkı her hastaya aynı ilacı vermediğiniz gibi, her tarihi yapıya da aynı işlem uygulanmaz. Sebepler araştırılır, uygun malzeme seçilir, düzenli takip yapılır.

Peki neden bu kadar çok restorasyon faciası görüyoruz? Uzmanlara göre bir nedeni açık: Ehliyetsiz müdahale. İşin uzmanı olmayan kişilerin elinde kalan tarihi yapılar. Diğeri ise denetimsizlik. Üçüncüsü ise biraz da biziz: Kültürel mirasa ilgisizliğimiz, sorgusuz kabullenişimiz, “Yapsınlar işte”ci yaklaşımımız.

Uzmanlara göre restorasyon, sadece duvar onarmak değil. Bir zihniyeti yansıtmak. Geçmişle kurulan bir köprüde, bugünün estetik anlayışını değil, geçmişin hikâyesini yaşatmak. Bu yüzden bazı “çirkin” müdahaleler bize çok şey anlatıyor olabilir. Bazı küfürler bile eğer 1800 yıl öncesine aitse yalnızca bir argo değil, bir belge olabilir.
 
Geri
Üst