1 Mayıs

  • Konbuyu başlatan Admin
  • Başlangıç tarihi
A

Admin

Yönetici
Yönetici
Emek ne kelle hesabıdır ne maliyet dökümü. Satılmaz, satın alınamaz! Emek, eşit, özgür ve kardeşçe yaşama iradesine dayanan hayat hakkıdır. İşçinin ve emekçinin bayramı kutlu olsun. Günüdür diyerek daha önce yaşadığım, uzun yıllar sonra ise yazarak paylaştığım 1 Mayıs konulu metni tekrarlamak istedim. Severek yazmıştım, dilerim sizlerde severek okursunuz. GÜNEŞ TOPLA BENİM İÇİN Daha askere gitmediğimiz…ve daha yeni yeni siyasal bilincimizi çekincesiz çarşı pazar haykırdığımız yıllar. 1984 veya 85 mayısıydı zannımca. Bugünden baktığımda çok emin olamıyorum. Taksimdeki kutlamalara yine izin verilmemiş ama biz üç genç solcu içimizdeki isyanı sustaramamıştık! Suç muydu insan emeğinin, sahibine kahır değil onur olduğunu savunmak! Suç muydu binlerce kederi, kader diye işçiye köylüye ve ezilene yutturanı ifşa etmek! Elimizde birer karanfil, Taksim alanının en tenha gördüğümüz alt yanından Kazancı yokuşunun başına doğru çaktırmadan varmaya çalışıyoruz. 1977 bir mayısındaki çirkin saldırıda ölenlerin anısına hızlıca karanfillerimizi yokuşun başına bırakıp, gelmişken Çiçek Pasajında birkaç bira içmek istiyoruz. Bize Bakırköy’den katılan arkadaşımız Ülkü Tamer’in “Güneş Topla Benim İçin” şiirini, onu tanıdığımız uzun yıllar boyunca sesinden hiç eksik etmediği içtenliğiyle bizim duyacağımız gibi okumaya başladı. Kalbimiz, avcumuzun içine gizlemeye çalıştığımız allı sarılı karanfilleri ter içinde bırakacak ritme ulaşıyor! Tüylerimiz diken diken hızla yürüyoruz. Az önce önünden geçtiğimiz çay ocağının içinden bizden sonra çıktığını hissettiğimiz şahıs hışımla copu patlatıyor arkadaşımın sırtına! Biz ondan yarım adım kadar öndeyiz. Şaşkın ‘aaahh’ diye bağırıyor canı yanmış yoldaşımız! Bir müddet itiş kakış olduktan sonra diğer polislerinde desteğiyle ortalarına katıp götürüyorlar üçümüzüde. Arkadaşımın sırtına copu indiren sivil polisin öfkesi bulduğu destekle iyice kabarmış bağırıyor “kominis misiniz ulan itler siz ha…kominis misiniz!” Biraz yürüdükten sonra diğerlerine nazaran daha sakin bir sokağın ortasında duruyoruz. Tavrından ılımını anladığımız orta yaşlı komiser geliyor başımıza. Aramızda bizimle birlikte sağdan soldan toplanan birkaç “kominis!” daha var şimdi. Komiser, kominislere yükselerek üst perdeden hemde sertçe nasihatına başlıyor. Bir yarım saat höykürdükten sonra, merkeze götürmeye gerek olmadığına karar vererek, meydanı hemen terketmek şartıyla salıveriyor hepimizi. Biz geldiğimiz gibi yine Ülkü Tamer’in şiiriyle Bakırköy sahiline çeviriyoruz dümeni(!) Ve o bir mayıstan sonra belleğime dört başı mağmur yerleşen dizeler bir devrim inancı olarak kimliğimde hala yaşıyor. Şu anda kimse yok odamda…anısına sesli okuduğum şiir bitiyor,komşunun saksısından kopardığım mor çiçeği özenle onun adıyla bardağa yerleştiriyorum,içine birazda su koyarak. Gökbahçede yaşa ÜLKÜ TAMER,ruhun şad olsun. * GÜNEŞ TOPLA BENİM İÇİN / ÜLKÜ TAMER * Seher yeli çık dağlara, Güneş topla benim için. Haber ilet dört diyara, Güneş topla benim için. * Umutların arasından, Kirpiklerin karasından, Döşte bıçak yarasından, Güneş topla benim için. * Yazdan, kıştan, ilkbahardan, Mahpuslarda dört duvardan, Doludizgin sevdalardan, Güneş topla benim için. * Seher yeli yâr gözünden, Havadaki kuş izinden, Geceleyin gökyüzünden Güneş topla benim için #ülkütamer İbrahim Çeşmecioğlu
 
Geri
Üst